12 Ocak 2017 Perşembe

Yunanistan - Atina

Yeni bir Yunanistan macerasından Merhaba diyelim :) Neden yine Yunanistan derseniz, buna cevap olarak birçok madde sıralayabilirim. Öncelikle;

  • Kendi kültürümüze çok yakın hissediyorum ama sokaklarında yürürken daha bi güven duygusuyla yürüyorum,
  • Diğer Avrupa ülkerine göre oldukça ucuz (konaklama,yemek..)
  • Denizi güzel ve temiz,
  • Yemekleri (özellikle deniz ürünleri) tam damak tadımıza göre ve oldukça uygun,
  • TR ye ulaşım olarak yakın olduğu için, ulaşımı hem daha uygun hem de oldukça kolay,
  • Veee evet itiraf edeyim her gidişim de belki Çipras ile karşılaşırım umuduyla gidiyorum ama malesef :)


Bu sefer ki ziyaretimiz de hedef Atina olduğu için direkt uçak bileti ayarladım her zaman ki gibi aylar öncesinden. Ocak ayına plan yaptığım için her türlü hava koşulunu göze almıştım ama şansımıza hava o kadar güzeldi ki, resmen bu gezimiz de tadı damağımızda kaldı. Uçakla Atina gidişi 1 saat kadar kısa bir zamanda son buluyor. Hava alanından da kalacağımız otele (Athens Lotus Hotel ) metro ile çok kolay bir şekilde geçebildik. Otel seçimlerimi her zaman https://www.booking.com/ adresinden yaptığımı da belirtmek istiyorum.


Otele gider gitmez eşyalarımızı bırakıp doğru merkezi gezmeye başladık. Gidişimiz Ocak ayının başları olduğu için sokaklarda hala noel süslemeleri duruyordu ve açıkçası bu süslemelerin olduğu sokaklarda yürümek oldukça keyifliydi...





Sokakları gezdik ve tabi ki sürekli bir şeyler atıştırdık. Yunanistan'da ayak üstü en çok yemekten zevk aldığımız şeyle başladık açlığımızı yatıştırmaya :) Ne mi? Tabi ki, Gyros :)

Atina'nın en meşhur sokağı mı, alanı mı desem bilemedim ama restourantların ve cafe lerin en cafcaflı olduğu mekan Plaka! Gerçekten sokakları çok keyifli ve güzel mekanların olduğu bir yer. Bizde akşam yemeği için bu bölge de bir yeri gözümüze kestirdik.

İlk gün sokakları aylak aylak gezdik ama asıl planımızı sonraki günler için yapmıştık. O yüzden erken saatte bir akşam yemeği masasında yerimizi aldık :)

         Akşam yemeğinde tabi ki fix yunan menümüzü söyledik. Ahtapot, karides, kalamar, yunan salatası ve uzo :) Karidesleri jumbo söylemediğime açıkçası pişman oldum ama ahtapot ve kalamardan oldukça memnunduk :)






Otelde yapmış olduğumuz kahvaltının ardından doğru Acropolis'in yolunu tuttuk. Şansımıza Ocak ayının ortasında hava mis gibiydi..

Acropolic'e resmen hayran kaldık ve orada saatlerce durduk. Yanınıza atıştırmalık bir şeyler almanızı tavsiye ederim, zira biz öyle yaptık :) ve sonra tarihi tiyatronun merdivenlerinde oturup hem dinlenme molası verdik hemde karnımızı doyurup sonrasına tekrar devam ettik.



Acropolis de saatlerce gezip, eski çağlarda yapılan güzellikleri düşünebilirsiniz. Bizim açımızdan çok keyifli bir kültürel geziydi.




Özellikle, Antik tiyatro insana farklı duygular yaşatıyordu, binlerce yıl önce insanların bu bölümde görsel sanatları izlemiş olması düşüncesi bence çok heyecan verici bir olay.




Acropolis gezimizden sonra daha önce listeme eklediğim bir cafe yi aramaya başladık. Sokak arasında çok şirin bir book cafe ydi. Hatta o kadar incelerdi ki, adisyonu masaya bırakırken kitap ayracı ile birlikte bırakıyorlardı :) açıkçası çok hoşumuza gitti bu cafe. Bence durup bir latte içebilirsiniz :)


Sonra National Museum un yolunu tuttuk


















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder