14 Şubat 2015 Cumartesi

Mardin


             Mardin ... Tarihin en eski yerlerinden, Mezopotamya yın başladığı, bir çok kültürün yıllarca iç içe kardeşce yaşadığı yer, Mardin hep en merak ettiğim şehirlerden biri olmuştur. Sonunda pegasus un bir kampanyasıyla bu merakımı da gidermiştim. Hatta yıllardır, sen ne güzel geziyorsun diyip hiç cesaret edemeyen arkadaşımı da peşime takmıştım :) Üstelik 1,5-2 yaşlarında çocuklarımızla, üstelik Şubat ayında sevgililer günü haftasında :)




             Tabi ki ben alışkınım Eylül'ü karda kışta gezdirmeye ama o zamana kadar gezi planlarımda hiç kızıma göre plan yapmadığımı idrak etmemiştim. Ama o gezide arkadaşım, tuttuğun oda ya soğuksa, ya çocuklar üşürse diyene kadar. Oysa ki bana göre Mardin'e gidilecekse tabi ki oranın taş evinde kalınacaktır. Orda normal bir otelde kalmayı hiç düşünmedim bile ama arkadaşım kaldı. Ordaki Hilton otelinde kaldı ve fiyatı da gayet uygundu, otel de gayet konforluydu. Bizde aynı fiyata oraların taş konak evlerinden birinde kaldık ve bence de bizim kaldığımız yerde harika bir güzelliğe sahipti. Evet soğuktu ama Eylül'ü sıcak giydirdim ve kataratik sobasını yaktık. Kızımı hasta yapmadan, sağ salim getirdik :) Otelin adı Antik Tatlıdede Konağı'ydı. 2 gece için 240 TL verdik. Hiltona da 2 gece için 360 TL verdiler. Sanırım 4 yıldızlıydı Hilton. Ama aslında aklımda Maridin ve Kasrı Newroz otelleri kaldı. Sonraki gidişlerimde bu otellerden birinde kalmak isterim. Yerini ve mekanı da gördük, gayet güzeldi.

                                 Kaldığımız taş evin avlusunda, kahvelerimizi yudumlarken...


              Mardin de ne yenir denince ilk akla gelen tabiki kaburga dolması..Yöresel yemeği.. İlk gün yemeğimizi daha önce bloglar dan okuduğumuz ve metini çok duyduğumuz Ceras Mutfak Konağı'nda  yedik. Mardin Merkez de yer alıyor bu mekan..Tabiki Kaburga Dolması nı deneyerek başladık ve gerçekten muhteşemdi !!!

Kaburga dolmasının ilk hali :)

             Kaburga dolması en az 4 kişilik oluyormuş. Bizde o şekilde istedik. Fiyatı 120 TL ydi. İlk başta bize çok geldi ama gerçekten tıka basa doyduk vede çok keyif aldık. Diyebilirim ki, hala bile aklımızda kalan tek tat..

Burada da parçalanıp yemeğe hazır hali :)

                 Yanında birde meze tabağı vardı ve oda kesinlikle denenmeli. Onu iki kişilik söyledik ama onuda bitiremedik. Bunun fiyatı 30 TL ydi.

Birbirinden çeşit mezeler sunumu bu şekildeydi..


O kadar güzeldi ki, biz (4 kişi) artık tıka basa doyduğumuz halde kızım sofranın başından kalkamadı :)



           
 Tatlı için başka birgün Bagdadi Restouranta gittik. Burası biraz daha pahalı ve lüks biryer. Zaten yemek yemek istiyorsanız önceden rezervasyon istiyorlar. Biz sadece Kiteçte kabak tatlısını ve tahinli çıtır kabak tatlısını söyledik. İkisi de benim damak zevkime hiç uymuyordu ama tabiki denemeniz gerekir. Ben sonrasında söylediğimiz sütlaç dan biraz tattım da, ağzımın tadı güzelleşti :)



             Mardinin yakınlarında bulunan Hasankeyf e gittik. Yolbulan Cafe de Dibek Kahvesini içtik. ve sonrasında Mardin'in çeşilki yerlerinde bu kahveyi tattık ama en güzelinin burada içtiğimiz kahve olduğu kanısına vardık. Yani dönerken kahve almaya niyetiniz varsa, buradakini öneririm. Birkaç karışımdan oluştuğu için herkes kendine göre yorumlamış bu kahveyi ama en güzel karışım bence buydu..





Mardin Merkeze 20 km uzaklıkta Dara Harabeleri var. Oraya da gidilebilir. Bence görülmesi gerekiyor. Giriş ücretsiz. M.Ö. ne ait mezarlıklar ve Yerebatan Sarnıcı'ndaki gibi su sarnıçları var. Persler bu mezarlıkları inşa ederken tekrar dirileceklerine inandıkları için, sevdikleri eşyalarla kendilerini gömmüşler.





             Mezarlıklar ailece olabildiği gibi tek başına olan da var. Mezarlığın başındaki heykellerde ölüm ve yaşamı temsil ettiğine inanılan küçük simgeler var. Yaşam için Meryem Ana ve Noel Ağaç Simgesi varmış mesela.. Tabiki bize oradaki gencin anlattığı bu şekilde..




            Midyat merkezde Gülüşke Hanı diye bir mekan var ama kış olduğu için çoğu dükkan kapalıydı. Bizde yine merkezde bulunan Çağdaş diye bir yerde yedik, sıradan bir yerdi sırf kalabalık olduğu için girdik ama etleri lezzetliydi. 4 kişi için toplamda 60 TL verdik.

           Mardin Merkez de Yusuf Usta diye biryer var. Onun metini de daha öncesinden duyduğumuz için özellikle gittik. Salaş bir mekan ama bence fırsat buldukça gidip yiyin, sarmısaklı acılı adanası çok lezzetliydi. 2 kişi 35 TL verdik (salata ve ayran dahil) Mezopotamya Çay Bahçesi'nin hemen yanında. Sonrada o çay bahçesinde Mezopotamya yı seyrelleyip bir çay yudumlayabilirsiniz. Çok kalabalık ama olsun çok güzel manzarası olan bir mekan..


         
       


Son olarak Sabancı Müzesi'ne gittik. Mardin Müzesi de merkezdeydi. Bizim çok zamanımız olmadığı için birini seçmek zorunda kaldık. Sabancı Müzesi'nde Bal Mumu heykelleriyle Mardin tarihini ve kültürünü anlatıyor.




Gidemediğimiz Mardin Müzesi'nde de Dara Harabelerinden çıkardıkları kalıntıları sergiliyorlarmış. Onların bir kısmı da Arkeoloji Müzelerine gidiyormuş.

             Ayrıca birde Kasımiye Medresesi varmış. Orayı da artık bir sonraki gidişimizde.. 700 yıllık bir tarihe sahip ve çok güzel bir mimarişi varmış. Oda merkezde..

             Birde bizim yiyemediğimiz ama sadece Ramazan ayında çıkan bir tatlı varmış. 'Kahiyat', bunu merak ettik ama deneyemedik malesef. Bizde dönerken yolda Sadık Künefe nin Künefesinden aldık, onlarda çok meşhurmuş. Yedik, lezzetliydi gerçekten.

           Bir haftasonu kaçamağı yaptığımız gezimiz, 2 çocukla bence olabilecek en verimli haliyle geçti. Mardin gerçekten çok güzel bir şehir, görülmeye değer..